18 Nisan 2020 Cumartesi

YAKIN GELECEK SENARYOLARI


Corona virüs salgını günlerinde ve sonrasında, yakın gelecek trendleri ve yeni yaşam şekillerine uyum sağlayabilmek önemli bir yetenek ve şans olacak. 

Bu günlerde okuduğum,"Sırada Ne Var ? / Yakın Geleceğin Trendleri" adlı kitap, sanki bu günler için yazılmış.Hayal mühendisleri ünvanını yakıştırdığım, fütürüst yazarlar Marian Salzman &Ira Matathia tarafından, 2006 yılında yazılmış olan kitap alıntılarının sizlere farklı bakış açıları kazandıracağına inanıyorum.

Dijitalleşme, yapay zeka bir çok alanda yerini alırken, insani ihtiyaçların vazgeçilmezi yada aradaki dengeyi sağlayacak kolaylaştırcı yeni insancıl işlerde önem kazanacak.Kitap alıntıları ve bazı şahsi öngörülerimin sizlere ilham vermesini umuyorum.

Sezgileri ve öngörüleri ile düş kurabilen ve onları kayıt altına alabilenlerin geleceğe ve kollektif bilince olağanüstü katkılarını fark edeceksiniz. 

Kimbilir belkide, daha çok düşünme ve düş kurma alışkanlığı edinme zamanıdır. 

Ne dersiniz ?

23 Mart 2019 Cumartesi

Kabile Şirket...


Sıkı eğlence yeni iş kavramıdır. Peki bu yeni iş şekline ne diyeceğiz ?
Bir ihtimal , “Yaşayan şirket “ . Bu değimin kaynağı, Arie de Geus ‘un aynı adlı harika kitabıdır. Adından da anlaşılacağı gibi Geus, şirket canlı bir nesneye benzemekte, yönetim literatüründeki yeni bir yönelimi açıklamaktadır.
Sanayi toplumunda şirketler makinelere benzetilirdi. İçinde çalışan işçiler de makinalar gibi değerlendirilirdi.
Bilgisayar ağı ile birbirine bağlanmış organizasyonuyla, Bilgi toplumunda bilgisayar demek, mecaz anlamı ile tüm şirket demekti. İletişimi ve bilgiyi –ihtiyaç olduğunda organizasyon hiyerarşilerini alt parçalara ayırarak –uygun iletkenler vasıtası ile kanalize etmeye büyük önem verilir. Bu bir bilgi şirketidir.
Burada etrafı kasvetli bilgisayarlar ile çevrili çalışanlar, ortak yeni bilgilerini birleştirmek amacıyla sadece verimli olması düşünülmüş küçük odalarda toplanırlar, arada bir de yoğun olmayan günlerde rahatlarlar.Bu yeni kollektif  şirket meteforu , şirketi canlı bir organizma gibi görür. Mesela, bir şirket ergenlik döneminde çelimsiz ve beceriksiz olabilir, gençliğini çılgınca geçirebilir, olgunluk dönemine erişebilir. Derken şirket gün gelir öyle bir döneme gelir ki , bir miktar seçkin ve aristokrat olur ; nasıl söylediğiniz, neyi söylediğinizden daha önemli hale gelir. Bundan sonra, yaşlılık dönemi başlar. Yeni fikirler ve girişimler artık eskisi kadar kolay gelmez. Nihayet şirket ölür.Bu biyolojik benzetmenin makinaların artık sahne ortasında yer almamasının vurgulanması bakımından güçlü bir tarafı var. Düş toplumunu belli değerler ve kurallar manzumesi olan bir kabileye benzetebiliriz. Kabile üyeleri birlikte avlanan, avı belli kurallara göre paylaşan, birbirine çok iyi kenetlenmiş bir birimdir. 100.000 yıl öncesine dayanan, türümüzün tarihi boyunca kabileler halinde örgütlenme , en uzun ömürlü sosyal yapı olmuştur.
Tarım toplumunun aile arazileri ve sanayileşmenin fabrikaları daima daha kısa ömürlü olmuştur. Günümüzde yeni teknolojiler, yeni kural ve normlar olsa da,köklerimize dönerek bizi daha temelden bağlayacak köklü ihtiyaçlarımızı gidermeye yönelik kabile sistemini yönetim danışmanları olarak inceleyerek , yeni  verimli yönetim sistemleri oluşturabiliriz.

Kaynak : Düş Toplumu /Rolf Jensen

14 Mart 2019 Perşembe

Sıkı İşten Sıkı Eğlenceye: Şirketten Kabileye...


Yeni nesil çalışan ve yeni nesil iç ve dış müşteri adaylarına baktığımızda, "Kabile Şirketler" de ancak gençlerin ve genç kalmak isteyen orta yaşlıların uzun süreler çalışmak isteyeceklerini ve önemli katkılar sağlayabileceğini görüyoruz.

Aksi halde, bağlayıcılıği olmayan , tutku yaratamayan bir iş ortamı verimli olabilecek çalışanları elinde tutamayacak. Kabile şirketi ruhu ile çalışan firmalar yetenekli ve çalışkan bireyleri şirketine çeker ve uzun yıllar sürdürülebilir rekabet gücü elde eder.
Bu ruhu yaratabilen firmalar önemli bir rekabet gücü elde etmiş olacaktır.


Vazgeçilmemesi gereken çalışanlar da, vazgeçilmeyecek şirketler arıyor ! Kreatif şirketler, kreatif çalışanlardan oluşur. Kreatif olmak , bu özelliği güçlendiren bir ortam gerektirir.

Kabile şirket sistemi daha çok Japonya' da başlamış olup, yeni versiyonları bu günlerde şirketlerde kazananlardan olmak için kullanılmaya başlayacaktır.

Kabile Şirketi tanımını ilk olarak, Rolf Jensen 'ın Düş Toplumu adlı kitabında 2005 yılında okumuştum. Kime anlatırsın , kim uygular derken , Sn. Salih Keskin ' den bu günlerde duymak beni umutlandırdı. Umarım, bir yönetim sistemi olarak firmalarımızda kullanmaya başlayabiliriz.



16 Şubat 2019 Cumartesi

Gelecek Geldi ! Kazandıran, Olumlu Gelecek Planlama ve Yeni Döneme Uyum Sağlama Destek Hizmetleri Sunuyoruz...

BDM Ajans, yeni nesil iş yapış şekilleri ile daha verimli şirketler, kazandıran iş birlikleri ve mutlu çalışanlar oluşturmak amacı ile kurulmuş bir platformdur. 
Bilgi ve bilgili insan her yerde, ülkemizde genç ve nitelikli nüfus olarak oldukça güçlüyüz. Ancak, tüm dünyamızı etkileyen hızlı ve yoğun değişime kendimizi alıştırmakta, yada rolümüzü seçmekte , kendi oyunumuzu kurup, oyun lideri yada ekip üyesi olmayı başarmakta zorlanıyoruz.

Bilgili olmanın gerekli ama  yeterli olmadığı bu durumu sorgular iken, Rolf JENSEN’ın DÜŞ TOPLUMU adlı kitabı 2005 yılında elime geçti.
Bilgili olmakdan , bilgeliye geçişin zorunlu olduğunu artık görebiliyorduk. O günlerde iç sesimin söylemekte olduğu geleceğe dair pek çok öngörüyü burada bulmak, bu gün ise pek çok öngörünün gerçekleştiğini görmek amaçlarım konusunda da farkındalık sağlamıştı.
Değişim döneminde kolaylaştırıcı, yenilikçi destek konuları daima öncelikli konularımızdan oldu.Benzer düşüncedeki iş ortaklarımın da yer aldığı BDMAjans yenilik- inovasyon (dolayısı ile artacak rekabet gücü için ) için bir mekanizma oluşması, ülkemizde bir domino taşı etkisi yaratması amacıyla kurulmuştur.

İş dünyası, piyasadaki gelişmeleri anlamak isteyenler , piyasanın kendisi, tüketiciler ve çalışanlar bilgi toplumuza takılıp kalmadan geleceğin yenilikler dünyasına yelken açabilirler. Önümüzdeki on yıl içerisinde, ortaya çıkacak ürünlerin henüz % 80 ‘ i henüz oluşturulmamış . Bu da demektir ki, yapılacak çok işimiz var J .Yeni ürün ve hizmetlerin ortaya çıkış hikayelerini iyi analiz ederseniz, düşlerinizin ne kadar para ettiğini daha iyi anlayacaksınız.

Düşleyenler ve tasarlayanlar ile düşleri hayata geçirenleri ( makers-makerları J) bir araya getirmek , onlara uygun bir platform sağlamak önemli hedeflerimiz arasındadır.
Bunun için yapacağımız ( eğitim, yaratıcılık atölye çalışmaları, beyin fırtınalarını içeren) çalışmalar güzel bir gelecek için olacaktır.

Herşey daha iyi olabilir diyenlerle buluşmak dileği ile …

Sevgiler
Gelişim Yönetimi Danışmanı
Münevver OLCAYSOY
  

22 Ocak 2019 Salı

Misyon ve stratejinizi " Balanced Scorecard " ile Ölçülebilir Hale Getirebilirsiniz...


Balanced Scorecard (Dengeli Karne, Kurumsal Karne) bir şirketin misyon ve stratejisinin fiziksel olarak ölçülür hale dönüştürülerek ifade edilmesidir.

Sürdürülebilir bütünsel iyileştirme amaçlı,"Gelişim Yönetimi Danışmanlık
Hizmetimizde"Kurumsal Karne / Balance Score Card" yazılım programi ile uygulamalar için  kolaylaştırıcı (katalizör) destek hizmeti sunuyoruz.

Balanced Score Card , Robert Kaplan ve David Norton’un geliştirdiği bir şirket karneleme sistemidir.Yalnızca finansal ölçütlere bakarak performans değerlendirilmesinin şirketlerin gelecekte oluşturabileceği değeri engelleyebileceği görülmüş, ölçütlerin daha dengelenmiş (balanced) bir şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. 
Bu dengeleme ;Finans,Müşteri,İç Süreç, Öğrenme ve Gelişme olarak dört ana başlıkta toplanmıştır. Kuruma özel başlıklar ilave edilebilmektedir. 
Balanced scorecard, bir şirketin stratejisinin anlaşılabilir performans kriterleri ile ifade edilmesini sağlar ve doğru bir çerçevede stratejiyi yönetmeyi kolaylaştırır.Bu noktada performans kriterlerinin çok iyi incelenip belirlenmesi gerekmektedir. Scorecard ile finansal sonuçları takip ederken, gelecekteki büyümeyi ölçebilecek maddi olmayan kıymetleri de gözlememizi sağlar. Dengeli karneleme yöntemine sıcak bakan firmalar genel olarak kısa vadeli politikalardan uzak firmalardır. Maliyetleri düşürüp, düşük fiyatla rekabet edelim demek yerine müşteriye özel katma değer ürün ve hizmet üreterek büyümeyi amaçlarlar. Bu doğrultuda şirketler balanced scorecard’ı kaliteli büyüme stratejilerini yönetmek içinde kullanabilirler.

Özet olarak; Balanced scorecard sadece bir ölçü sistemi olarak görülmemelidir. Yönetim sürecinin merkezinde kullanılan bir uygulamadır. Balanced scorecard’ın gerçek gücü bir yönetim sistemi olarak kullanıldığı zaman anlaşılır.  


Bu sistemi uygulamak size başlıca şu faydaları sağlayabilir;   
  • Kurumsal stratejinin açıkça belirtilmesi ve fikir birliği sağlanması
  • Stratejinin tüm organizasyon çapında yayılması
  • Stratejik amaçların uzun dönemli hedefler ve yıllık bütçe ile bağlantılarının sağlanması
  • Stratejiyi değerlendirmek ve geliştirmek için gereken bilgi desteğinin sağlanması
  • Şirket değerinin belirlenmesi ve arttırılmasında , önemli bir mekanizma oluşturmanın sağlanması

31 Ekim 2018 Çarşamba

Yeni Dünya, Yeni Uygulamalar ve Mucize Mühendisliği...


Gerçek bir inovasyon için yeni bir bakış açısı şart ! 

Yönetim kurulu üyeleriniz için yanıt aranan sorular şunlar ise; Mucize Mühendisliği ilkeleri sizin için uygulanabilir olmuştur.


"Bu işletmeyi;çalışanları bizimle olmayı sevecekleri,müşterilerimizin bizden alışveriş yapmayı sevecekleri,tedarikçilerimizin bize ürün temin etmeyi sevecekleri, insanların bizim hakkımızda konuşmayı sevecekleri ve bizim gelişmemizden mutluluk duyacakları şekilde nasıl dönüştürebiliriz? "


Satışları arttırmak, pazarda rekabet etmek ve büyümek konusunda yapmış olacağınız mantıksal hiç bir uygulama , artık tek başına yeterli olmayacaktır. 


Sürdürülebilir kazanç ve rekabet gücü  "Sevgi, tutku, ilgi , samimiyet " ile mümkün olacaktır. 


Tutkulu ve keyifli çalışmalar dilerim. 


Münevver OLCAYSOY 



   

17 Ekim 2018 Çarşamba

Düş Toplumunda, Mucize Mühendisleri İş başında...


Hayatımızı kolaylaştıran, tüm teknoloji ürünleri, önce hayallerde vardı.

Bu gün,gelecek on yıl içinde hayatımıza girecek ürün ve hizmetlerin %80‘i henüz ortaya çıkmamış. 

Bu da demektir ki, yine  düşleyen ve düşlerini hayata geçirebilecek olanlar  sayesinde onlara ulaşabileceğiz.

Düşleri küçümseyenlere duyurulur😃. 

Teknolojinin insan yönümüzü daha etkin kullanmamızı sağlamasına izin verdiğimiz takdirde , yarattığımız teknolojinin efendisi olabiliriz. 

Bu arada, bilgi toplumunda olduğumuzu zannediyoruz ancak,gerçekte “Düş toplumunu “ yaşıyoruz. 

Bilgi her yerde, bilgiyi en iyi şekilde değerlendirerek, düşleri gerçekleştirmek için kullanabilenler  fark yaratarak, kazanabiliyor.  İş ve yaşamı bir bütün olarak düşünürsek, bütünsel iyileştirme ile ancak daha iyiye yolculuk mümkün olacaktır.



Sevgi ile kalın…
Münevver OLCAYSOY

Sırada Ne Var ?

Her şeyin hızla değiştiği ve belirsizliğin hakim olduğu bu günlerde ,  Rolf Jensen 'ın Düş Toplumu adlı kitabını tekrar okuma ihtiyacı h...